Başarılı bir kriz yönetimi, öncesinde; planlama ve hazırlık aşamasını, uygun takımı kurmayı ve markanın duruşunu çok iyi tespit etmeyi gerektirir.
Teknolojinin önlemez gelişimi ile, iletişim araçları çok daha aktif kullanılmaya başlamış ve bilgiye ulaşmakta aynı doğrultuda kolaylaşmıştır. Peki ya bu bilgiler her zaman gerçeği yansıtmakta ve kişilik haklarınızı gözetmekte mi?
Ya da hiç tanımadığımız belki de dünyanın başka bir ucundaki internet paylaşımı ile prestijimiz zedelenebilir mi? Bu ve buna benzeyen birçok soru erken alınmayan önlemler ile maalesef bireyleri ve markaları krize sürüklemektedir.
Zararlı içeriklerin kaynağı erken dönemde muhatap alınmadığı takdirde ‘kulaktan kulağa’ denilen yöntem ile hızla yayılmakta, söylenti niteliğinden çıkıp adeta gerçeğe dönüşebilmektedir. Bu noktada krizlerin erken dönemde tespit edilebilir oluşu ve getireceği maddi, manevi etkilerin kontrol altına alınabileceğinin bilinmesi önemlidir. eKORUMA olarak, kriz öncesi unsuların takip edilmesi, uzun süren araştırmalar ile kontrol altında tutulması ve markanızın itibarının korunması noktasında gerekli stratejileri belirlemekte ve önlem almaktayız.
Krizi yönetebilmek kadar, öncesinde bunu ön görebilmekte başarılı bir iletişimci olmayı gerektirir. Kriz süreçleri beraberinde ani ve beklenmedik kararlar almayı ve müdahaleyi getirdiği için ortaya çıkan bu ani yaptırımlar firmanın hem yönetimsel hem organizasyonel aşamada hüsrana uğramasıyla sonuçlanabilir. Başarılı bir kriz yönetimi, öncesinde; planlama ve hazırlık aşamasını, uygun takımı kurmayı ve markanın duruşunu çok iyi tespit etmeyi gerektirir.
Gerek kişiler, gerekse medya bazında yayılan haberlerin öngörülmesiyle atılan erken adımlar hayat kurtarıcı olabilmektedir. Maalesef bir marka için meydana gelecek itibar kaybı ve güvensizlik, yaşayacağı finansal sorunlardan da tehlikeli olabilir. Her kriz arkasında bir oluşum sürecini barındırır, aslında meydana gelen hiçbir sorun ani gelişmez, eksik olan tüm senaryoların tasarlanmamış ve masaya yatırılmamış olmasıdır. Bu aşamada haber sağlayıcılar, gerekse ajanslar ya da yan kuruluşlar da çok önemlidir.
Doğru habere ulaşamamak, gelişen olaylardan zamanında haberdar olamamak da erken kriz iletişim döneminde belirleyici olacaktır. Zamanlama ve haberin kaynağı hayati önem taşır, çünkü krizin düzeyi tam olarak tespit edilmeden, korku duygusuyla erken atılan adımlar ve kamu oyuyla yapılan bilgilendirme paylaşımları panik ortamı doğurabilir.
Çözümlenebilecek sorunların beklentinin üzerinde kayıplar yaratmasına neden olur. Markalar için krizi ortadan kaldırmak her zaman mümkün olmasa da bu süreci optimal düzeyde tutabilmek önemlidir. Hatta iyi bir çalışma ile krizi fırsata çevirebilmek de mümkündür. Tam da bu noktada çalışılan ekibin başarısı, markanın duruşu ve deneyimi devreye girer.
Öncelikli olarak her markanın kriz öncesi dönemde olası ihtimalleri barındıran bir yönetim planı çizmesi gerekir. Yazımızda da bahsettiğimiz gibi, öngörerek erken tedbir almak, önlenemese de yıkıcı etkisini minimize edilebilmede önemlidir.
Sonrasında firmanın çehresini iyi tanımlamak ve dış dünya ile bağlantısını iyi kavramak gelir. Önemli mesajların iletilebileceği kanalları tespit edebilmek, hedefe direkt ulaşabilmeyi sağlar. Bu süreci iyi idare edecek çalışkan, eğitimli, global dünyayı ve tüm yeni tehdit unsurlarını inceleyen, alanında uzmanlaşmış bir ekiple çalışmak kriz öncesi dönemin en önemli noktasıdır.
Her bir kişinin bu ekip çalışmasında edineceği misyon ve yetenekli olduğu yönler iyi belirlendiği takdirde başarı kaçınılmaz olacaktır. Birde kriz lideri belirlemek gerekir, her şey düzgün ilerlese dahi, kendisini iyi ifade edemeyen ve güvenilmez bulunan bir birey başarısız olmanıza, inandırıcılığınızı yitirmenize neden olmaktadır. Bu yüzden liderin, firmayı iyi tanıyan ve uzun zamandır birlikte çalışan, üst düzey yetkili, hitabeti güçlü, güncel medya araçlarını iyi takip eden bir birey olması beklenir.
İletişimde temel kurallardan biri güvenilirlik esasının sağlanmasıdır. Bu yüzden kriz sürecinde olabildiğince şeffaf olmalı, kesin nedenler ortaya çıkmadan medya yanıltılmamalıdır. Bir bütün halinde çalışılmalı, ekip olmanın önemi anlaşılmalıdır. Bu süreçte sektörde yanınızda duracağına inandığınız kişilere yatırım yapılmalı, güvenleri kazanılmalıdır. Çünkü kriz döneminde zayıflığınızdan faydalanmak isteyecek kimseler artacaktır.
Sosyal medyanın gücünün ve basılı yayın araçlarına göre önlenemez hızının iyi farkında olunmalıdır. Bir haberi hem kayıtlardan hem de hafızadan sildirmek markanın gücüyle bağlantılı olmayacaktır. Bu yüzden yalan söylenmemeli, başarısız ve hatalı yönleri dahi olsa açık olunması gerektiği bilinmelidir. Hız felaket getirecektir, henüz kriz olarak değerlendirilmeyecek, dar çevrede kalan problemlerin açıklanması kamuoyunda değer düşürecektir.
Bu yüzdendir ki, her bir adımın iyi hesaplanması ve iletişim ekibinin avukatlar kadar öncelikli olduğunun unutulmaması hayati önem taşır.
Krizlerin belirli bir kuralı ve net oluş biçimleri yoktur. Bazen firmalarda akıllı hamleler yapabilme konusunda eksik kalabilir. Yeni yöntemleri denemek, inisiyatif alabilmek ve gerekirse dışarıdan alınacak bir iletişim desteğine açık olunmalıdır. Her zaman firmanın sağlayacağı maksimum faydanın gözetilmesi gerektiği bilinmelidir.
